İçeriğe geç

Erkekler günde üç defa görür, kadınlar ömründe bir defa görür nedir ?

Erkekler Günde Üç Defa Görür, Kadınlar Ömründe Bir Defa Görür: Bir İstatistikten Hikâyeye

İstatistik ve Gerçek Hayat Arasında Bir Köprü

“Erkekler günde üç defa görür, kadınlar ömründe bir defa görür” cümlesini ilk duyduğumda, bu sadece bir şaka gibi geldi. Çocukken, mahalledeki abiler arasında bu tür espriler sıkça yapılırdı. O zamanlar ne demek istediklerini tam anlayamasam da, büyüdükçe bu cümlede bir anlam olduğunu fark ettim. Hangi konuda daha fazla tecrübeye sahip olduğumuz, kimlerin hayatında daha fazla iz bırakıldığı gibi meseleler… Ve bu söz, aslında toplumsal cinsiyet, beklentiler ve eşitsizlik gibi birçok temayı barındırıyordu.

Bir gün işteki arkadaşlarımla bu konuyu sohbet konusu yaptık. Erkekler ve kadınlar arasında pek çok konuda yaşanan farkların ne kadar derinlemesine olduğu üzerine konuşurken, bu ifadenin arkasındaki istatistiği de ele aldık. Erkeklerin genelde daha fazla fırsat ve imkan bulduğu bir dünyada, kadınların bazı şeylere ulaşma biçimleri ya da imkanlarının daha sınırlı olduğunu fark ettikçe, bu cümlenin ardında sadece şaka değil, ciddi bir mesaj olduğunu kavradım.

Günde Üç Defa Görmek: Erkeklerin Dünyasında Bir Standart

Veriye dayalı bir bakış açısıyla ele alacak olursak, erkeklerin gündelik yaşamlarında toplumsal normlarla şekillenen birçok fırsatla karşılaştıklarını görebiliriz. Örneğin, ekonomik özgürlük, iş hayatındaki ilerleme, aile içindeki roller, sosyal ilişkiler… Bütün bu unsurlar, erkeklerin yaşamlarında “görme” fırsatlarını pekiştiriyor.

Düşünsenize, Ankara’da bir sabah işe gitmek üzere otobüse biniyorum. Tipik bir iş günü. Çevremdeki erkeklerin iş yerlerinde yöneticilik, satış gibi yüksek pozisyonlarda olduklarını, bazılarının iş görüşmelerine gittiğini görüyorum. Kadınların ise çoğu genellikle yardımcı pozisyonlarda ya da ev işleriyle ilgileniyor. Bu dinamik, sadece Türk toplumunda değil, dünya genelinde de benzer şekilde işliyor.

Erkekler genellikle sosyal yapıları daha hızlı benimserken, onların etrafındaki fırsatlar da artıyor. Toplumun bir erkeğe verdiği “görme” fırsatları, bir kadının yaşayabileceği “görme” fırsatlarının çok daha üzerinde. Bu sadece iş yerlerinde değil, aynı zamanda gündelik yaşamda da karşımıza çıkıyor. Bunu, mahalledeki genç erkeklerin daha sık sokakta, parklarda, kafelerde gördüğümde fark ediyorum. Kendilerini daha görünür kılmak için çok daha fazla şansları var. Bir erkeğin, “günde üç defa görmesi” aslında toplumsal beklentilerin ona sağladığı görünürlükten kaynaklanıyor.

Kadınlar Ömründe Bir Defa Görür: Eşitsizlik ve Zorluklar

Kadınların durumu ise çok daha farklı. Çocukken, mahalledeki kadınların çoğunun ev işleriyle uğraştığını, dışarıda çalıştığını pek görmediğimi hatırlıyorum. Annem, tütün ekiminden tutun da, evdeki her türlü işleri yaparken, çoğu kadının benzer şekilde çalıştığını gözlemlemiştim. Sonrasında, kadınların iş gücüne katılım oranlarına bakarken şunu fark ettim: Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımı, erkeklere göre çok daha düşük. 2023 verilerine göre, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı %35 civarındayken, erkeklerin oranı %70’in üzerinde.

Kadınlar için “görülme” fırsatları, ekonomik bağımsızlıkları ve toplumsal rolleri nedeniyle oldukça sınırlı. Bir kadının “görmesi” veya iş gücünde yer alması, çoğu zaman önündeki engellerle sınırlıdır. Genç kadınlar, çoğunlukla, evlilik ve çocuk yapma gibi toplumsal baskılarla karşı karşıya kalırlar. Bu yüzden, kadınların iş gücüne katılımı, toplumsal normların, ailenin ve çevrenin etkisiyle sınırlıdır.

Bir gün iş yerinde, kadın bir çalışanımın bana “Keşke erkek olsaydım” dediğini duydum. Kadınların bazı fırsatlara ulaşabilmesi için daha fazla mücadele etmesi gerektiği, bu gibi küçük anlarda bir kez daha ortaya çıkmıştı. Kadınlar, hem evdeki hem de iş yerindeki rollerinde “görülme” şansını çok daha sınırlı buluyorlar.

Toplumsal Eşitsizlik ve Değişim

Bu noktada, “erkekler günde üç defa görür, kadınlar ömründe bir defa görür” ifadesinin ardında sadece toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatıyor. Erkeklerin toplumsal yapılar içinde genellikle daha fazla fırsat ve görünürlük sağlandığı, kadınların ise bu fırsatları elde etme noktasında daha çok engelle karşılaştığı bir gerçek. Ancak bu, her zaman böyle olacak diye bir şey yok. Son yıllarda kadınların iş gücüne katılımı arttıkça, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da önemli adımlar atılmaya başlandı. Kadınların görünürlüğü, ekonomik bağımsızlıkları, kariyer hedefleri her geçen gün daha fazla kabul görmeye başladı.

Ankara’da çalıştığım sivil toplum kuruluşunda, kadınların iş hayatındaki başarılarını görmek beni çok mutlu ediyor. Her geçen gün, daha fazla kadının erkeklerle eşit şartlarda çalışma fırsatı bulduğunu ve kendilerini gösterdiklerini gözlemliyorum. Kadınların “görme” fırsatları arttıkça, toplum da daha adil ve eşit bir yer haline geliyor. Bu, sadece kadınlar için değil, tüm toplum için faydalı bir değişim.

Sonuç: Herkesin Görülme Hakkı

Sonuç olarak, erkeklerin “günde üç defa görmesi” ile kadınların “ömründe bir defa görmesi” arasındaki fark, sadece bir espri değil, derin bir toplumsal eşitsizliğin ifadesidir. Ancak bu eşitsizlik, zamanla daha fazla kadın ve erkeğin iş gücüne eşit katılımını sağlamak için yapılan adımlarla değişmeye başlıyor. Ve bu değişimin kaynağı, her bireyin daha görünür olma, fırsatlar yaratma ve eşit haklara sahip olma mücadelesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort bonus veren siteler
Sitemap
ilbet bahis sitesisplash